TÜRK EONOMİSİ GÜN GEÇTİKÇE BÜYÜYOR

1998’den bu yana dolaylı ya da dolaysız
biçimde Uluslararası Para Fonuından
yönetilmekte ve denetlenmektedir.
Özellikle Şubat 2001 krizi sonrasında
ekillenen IMF programının ana dayanağı “
piyasalara güven sağlama yoluyla istikrar
”şüdür. Programın kurgusuna göre, Türkiye
IMF tarafından kendisine sunulan “yapısalını”
yerine getirmeyi taahhüt edecek; belli
aralıklarla da bizzat IMFından denetlenecektir.
Bu denetimler sonucunda Türk hükümeti ve
bürokrasisi “başarılı”ğu ölçüde “piyasalar”
tarafından “güvenilir” olarak algılanacak,
böylece de faizlerı düşecek, tüketim ve
yatırım talebi uyarılacak ve Türkiye
büyümeına girecektir.ık çerçevesinde
hazırlanan Mayıs 2001 tarihli Güçlü
Ekonomiye Geçiş Programı veında taahhüt
edilen Niyet Mektupları’nın makroekonomik
hedefleri 2006 sonuna değinışı) bütçe
dengesinde milli gelire oran olarak %6.5
düzeyinde birı öngörmektedir. Dolayısıyla,
 bir doğmatik saplantı haline dönüşen %6.5
faizışı fazla hedefi Türkiye’nin üzerine düşen
ev ödevini başarıp başaramadığının somut
birılanmaktadır. Öte yandan gerek hükümet,
gerekse kamu bürokrasisi,ğindeki %7’yi aşan
büyümeını da faiz dışı fazla hedeflerini
tutturmadaki ve genel olarak yapısal reformları
şarıların bir sonucu olarak yorumlamaktadır.şında gerçekleşen büyümenin kaynaklarını yakından incelediğimizde,ının) iktisadi politikaları ile hiç
ilgisiığını; büyümeyi sağlayan ana kaynağın
öncelikle ücret ve ithalat maliyetlerindekiığını
ve üretimin de çoğunlukla stok birikimine
yöneldiğini görmekteyiz.şağıda sergilediğimiz
Tablo’dan daha yakından izlemek mümkündür